Dünya Dillerinde Deyimler
Her dilin deyimlerinin kendine özgü yanları, nitelikleri bulunmakla birlikte diller arasında deyimler açısından benzerlikler, yakınlıklar hatta eşlikler vardır, insanoğlu hangi toprak parçasında yaşarsa yaşasın, hangi dili konuşursa konuşsun, dünyadaki kimi durumlar, koşullar ve kavramlar karşısında -tıpkı atasözlerinde olduğu gibi- birbirine yakın ya da ortak bir tutum içine girer; bunları dile yansıtmada birbirine eş ya da yakın anlatıra yollarına baş vurur.
Belli duyguları, kimi durumları anlatmada ayrı ayrı dillerin ortak anlatım yolundan gitmeleri çoğunlukla ortak benzetmelerle gerçekleşir; birbirine yakın aktarmalarla anlatım açısından koşutluklar doğar, örneğin, özü sözü bir olmayan, duruma göre davranan kişiler için Türkçede eskiden beri iki yüzlü deyimi kullanılırken aynı anlatım yolu başka dillerde vardır (Fr. â deux faces, İng. two-faced… gibi).
Türkler bir işe. bir kimsenin işine karışmak anlamında burnunu sokmak deyimine baş vururken Fransızlar da aynı benzetmeden yararlanır (mettre le nez dans…). Türklerin “kendine gelmek” biçiminde düşündükleri durum Almancada (zusichkommen), İngilizcede (come to oneself) tam aynı sözcüklerle anlatılır. Bir yerde, hemen kalkıp gitmeyi düşünür biçimde huzursuz ve rahatsız oturmayı anlatmak üzere Türk, “diken üstünde oturmak” derken Alman aynı şeyi “ein Pfahl im Fleisch” (etinde kazık) deyimiyle anlatır.
Türkçede bir kimseyi, bir sesi büyük bir dikkatle dinlemeyi anlatmak üzere “kulak kesilmek” deyimine baş vurulurken Farsçada “kulak olmak” sözcüklerinden kurulu “kûş şadan” deyimi kullanılır. Almancada ise aynı anlamda “ganz Ohr sein” anlatımı vardır. Bu örnekleri kolaylıkla çok artabilir, birbiriyle hiç ilişkili olmayan dillerde de bulabiliriz.
Deyimler açısından diller arasındaki yakınlıkların, eşliklerin bir bölümü de çevirmelerden kaynaklanır; bir dildeki deyim başka dillere çevrilerek yayılır. Bir bölüm örneklerini Çeviri öğeler konusunu incelerken verdiğimiz bu türden sözler aynı kökten, aynı kaynaktan gelme dillerde görülebildiği gibi Türkçeyle Farsça gibi, kültür akrabalığıyla birbirine çok yaklaşmış, önemli ilişkiler kurmuş dillerde de özellikle göze çarpar. Yukarıda değindiğimiz yüz suyu dökmek, gam yemek gibi deyimlerin yanı sıra, çok özgün anlatımların tanığı olan başka çeviri deyimlere de rastlıyoruz.