• Ana Sayfa
  • Deyimler
  • Türk'çe Kalem
  • Geçmiş Kayıtlar
  • Söz Sizde
  • İletişim
  • Deyimler
      deyim, deyimler
    • Deyim Nedir?
    • Deyimlerin Özellikleri
    • Dünya Dillerinde Deyimler
    • Deyim Türleri
    • Deyimlerin Öyküleri
    • Açıklamalı Deyimler


-A- Harfi -B- Harfi -C- Harfi -Ç- Harfi -D- Harfi -E- Harfi -F- Harfi
-G- Harfi -H- Harfi -I- Harfi -İ- Harfi -K- Harfi -L- Harfi -M- Harfi
-N- Harfi -O- Harfi -Ö- Harfi -P- Harfi -R- Harfi -S- Harfi -Ş- Harfi
-T- Harfi -U- Harfi -Ü- Harfi -V- Harfi -Y- Harfi -Z- Harfi

“O” Harfi – Deyim Açıklamaları

deyim açıklamaları, deyiminin anlamıOcağına düşmek: Birine yardım etmesi için yalvarmak, koruması için sığınmak.
Örnek: “Ocağına düştüm ağam, beni bu işten ancak sen kurtarırsın!”

Ocağına incir dikmek
: Birinin evini barkını dağıtmak, düzenini alt üst etmek, yuvasını yıkıp toparlanamaz hâle getirmek.
Örnek: “Bende senin ocağına incir dikmezsem dedi ama dediğine pişman oldu.”

Ocağını söndürmek
: Ailenin dağılmasına sebep olmak, çoluk çocuğunu yok etmek.
Örnek: “Ocağımı söndürdü katiller!”

Oğul balı
: 1. Evlât, evlâdın ana babaya yansıyan geliri. 2. Oğul arılarının yaptığı bal.

Oğul vermek: Oğul arılarının bir bölüğü kovandan ayrılıp başka bir kovana gitmek, yeni bir oğul arısı topluluğu meydana getirmek.

Okkalı kahve: Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konmuş kahve.
Örnek: “Bir okkalı kahve daha çek usta!”

Okka çekmek
: Hacminden daha fazla ağır gelmek.

Okkanın altına girmek: Haksız yere eziyet çekmek, zarar ve ceza görmek.
Örnek: “Uyanık ol da okkanın altına gireyim deme, tamam mı?”

Ok yaydan çıkmak
: Geri dönülemeyecek bir iş yapmak, söz söylemek ya da bir harekette bulunmak.
Örnek: “Ok yaydan çıktı bir kere, çaresiz dövüşeceğiz.”

Ola ki…
: Belki olur ya, olabilir ki…
Örnek: “Ola ki bir daha karşılaşırız.”

Olan biten
: Olup geçenler, olanların hepsi, meydana gelenler.
Örnek: “Olan bitenden hiç haberim olmadı.”

Oldu bittiye getirmek
: Emrivaki yapmak, geri dönülmesi güç ve imkânsız bir durum oluşturmak.
Örnek: “Oldu bittiye getirerek tarlayı satın aldılar.”

Oldum bittim (veya oldum olası)
: Başından beri, öteden beri, ilk zamandan beri, kendimi bildiğimden beri.
Örnek: “Oldum bittim kızarım bu adamlara.”

Oldu olacak kırıldı nacak
: “Olanlar oldu, iş işten geçti, olanlar geri dönülemeyecek bir durum aldı, bunu kabul etmek gerek” anlamında kullanılır.

Olmayacak duaya amin demek: Sonuç vermeyecek bir işle uğraşmak ya da buna destek vermek.

Olur olmaz: 1. Meydana gelmesinden hemen sonra. 2. Rast gele, sıradan. 3. Gerekli gereksiz, yerli yersiz, önemli önemsiz durumu gözetilmeden yapılan (iş) ya da söylenen (söz).

Oluruna bırakmak: Bir işin yapılabildiği, olabildiği kadarıyla yetinmek, müdahale etmeden bekleyip sonucuna ne olursa olsun razı olmak.
Örnek: “Artık oluruna bıraktık işi.”

Omuz omuza
: 1. Birbirine destek vererek, dayanışarak. 2. Yan yana, çok sıkışık.
Örnek: “Omuz omuza vererek bu zorluğun altından kalkmamız mümkün.”

Omuz silkmek
: Aldırmamak, önem vermemek, benimsememek.
Örnek: “Sana bunu alacağım dedim ama o, omuz silkti.”

On parmağında on kara
: İnsanlara leke sürmeyi, kara çalmayı, iftira atmayı huy edinmiş (kimse).

On parmağında on marifet: Çok hünerli, becerikli, ustalığı çok, elinden her iş gelir.

Onuruna dokunmak: Onurunu, haysiyetini incitmek.
Örnek: “Dikkatli ol, birinin onuruna dokunacak iş yapma.”

Oralarda (oralı) olmamak
: Anlamamış, sezmemiş gibi davranmak.
Örnek: “O sözler ona söyleniyordu ama hiç oralı olmadı.”

Ortada kalmak
: 1. Yersiz yurtsuz kalmak, barınacak yer bulamamak. 2. İki şey arasında kalmak. 3. (Bir şeyi) kimse üzerine almamak.
Örnek: “Belediye evlerini yıkınca çoluk çocuk öylece ortada kaldılar.” Özlü Sözler, ÇokBilgi.Com, Türkçe, Dünyanın Enleri, Deyimler, Atasözleri

Ortadan kalkmak
: 1. Görünmez, bulunmaz olmak. 2. Yok olmak.
Örnek: “Sis ortadan kalktı.”

Ortadan kaybolmak
: Nereye gittiği bilinmemek, sezdirmeden gitmek, görünmez hâle gelmek.
Örnek: “Ali ortadan kayboldu.”

Orta hâlli
: Ne zengin ne yoksul, ne iyi ne kötü, ne çirkin ne güzel.
Örnek: “Onlar orta hâlli bir ailedirler.”

Ortalığı birbirine katmak
: Kargaşa çıkarmak, herkesi birbirine düşürmek.
Örnek: “Şimdi gelip ortalığı birbirine katacak diye korkuyorum.”

Ortalık düzelmek
: Tedirginlik kalmamak, toplum içindeki karışıklık yok olmak.
Örnek: “Çok şükür ortalık düzeldi.”

Ortalık karışmak
: Kargaşa çıkmak, toplumda düzensizlik baş göstermek.
Örnek: “Ortalık yine karıştı, insanlar birbirine girdi.”

Orta malı
: 1. Herkesin yararlandığı (şey). 2. Her isteyenle ilişkide bulunan.
Örnek: “Benim bisikletim orta malı mı ki herkes binmeye çalışıyor.”

Ortaya dökmek
: 1. Gizli olan ne varsa açıklamak. 2. Çıkarıp göstermek.
Örnek: “Bütün sırlarını ortaya dökmek için harekete geçti.”

O tarakta bezi olmamak
: Bir şeyle, bir işle ilişiği bulunmamak, o şeyle ilgilenmemek.
Örnek: “O tarakta bezi olacağını hiç sanmam.”

Ot yoldurmak
: Çok güçlük çıkarmak, zor bir iş gördürmek, çok uğraştırmak.

Oya koymak: Bir işin sonucunu belirlemek üzere oy verilmesini istemek, oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak.
Örnek: “Bu görüşü oya koymayı teklif ediyorum, kabul edenler el kaldırsınlar.”

Oy birliği
: Bir toplantıya katılan, bir meseleyi konuşan kimselerin aynı düşüncede olup aynı yönde oy kullanmaları.
Örnek: “Sınıf başkanını oy birliği ile seçtik.”

Oyuna gelmek
: Aldatılmak, tuzağa düşürülmek.
Örnek: “Onların oyununa gelmemeye çalış, dikkatli ol.”

Oyunbozanlık etmek
: Mızıkçılık etmek, birlikte yapılması gereken işten tek taraflı vazgeçmek.
Örnek: “Oyunbozanlık etme de gel birlikte eğlenelim.”

Oyun etmek
: Aldatmak, kurnazlıkla birini tuzağa düşürmek.
Örnek: “Bana kötü bir oyun ettiler.”

© Çokbilgi.Com - 2011 | Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
| Sitemap | RSS | Kullanım Koşulları |