• Ana Sayfa
  • Deyimler
  • Türk'çe Kalem
  • Geçmiş Kayıtlar
  • Söz Sizde
  • İletişim
  • Deyimler
      deyim, deyimler
    • Deyim Nedir?
    • Deyimlerin Özellikleri
    • Dünya Dillerinde Deyimler
    • Deyim Türleri
    • Deyimlerin Öyküleri
    • Açıklamalı Deyimler


-A- Harfi -B- Harfi -C- Harfi -Ç- Harfi -D- Harfi -E- Harfi -F- Harfi
-G- Harfi -H- Harfi -I- Harfi -İ- Harfi -K- Harfi -L- Harfi -M- Harfi
-N- Harfi -O- Harfi -Ö- Harfi -P- Harfi -R- Harfi -S- Harfi -Ş- Harfi
-T- Harfi -U- Harfi -Ü- Harfi -V- Harfi -Y- Harfi -Z- Harfi

“V” Harfi – Deyim Açıklamaları

deyim açıklamaları, deyiminin anlamıVadesi gelmek (yetmek): 1. Ömrü sona ermek, eceli gelmek, ölmek. 2. Süresi dolmak, ödeme zamanı gelmek.
Örnek: “Vadesi geldi geçiyor ama senet sahibi hâlâ ortalıkta görünmüyor.”

Vakit geçirmek
: Oyalanmak, bazı şeylerle meşgul olarak zamanın geçmesini sağlamak.
Örnek: “Top oynayarak vakit geçirebiliriz sanırım.”

Vakit kazanmak
: 1. Karşı tarafı oyalayarak zamanı uzatmak. 2. Bir şeye ayrılan ya da harcanan zamanı uzatmak.
Örnek: “Sen onu meşgul et ki hemen yola çıkmasın, bu sayede biz de biraz vakit kazanmış oluruz.”

Vakitli vakitsiz
: Rastgele bir zamanda, gelişigüzel, uygun bir zamanı gözetmeden.
Örnek: “Vakitli vakitsiz gelip giderdi evine.”

Vaktini almak
: Epey zaman harcanmasını gerektirmek, başka bir işe ayrılmış zamanı tutmak.
Örnek: “Vaktini alıyorum ama başka çarem de yok.”

Vaktini öldürmek
: Zamanını yararsız, gereksiz, boş işlerle ya da hiç iş yapmadan, boş yere geçirmek.
Örnek: “Bu kazanç getirmeyen işle bütün vaktini öldürecek misin yani?”

Vaktini şaşmamak
: Tam zamanında.
Örnek: “Vaktini şaşmaz o, göreceksin şimdi gelecek.”

Vara yoğa karışmak
: Her şeye, üstüne lâzım olsun olmasın her işe karışmak.
Örnek: “Üvey annemin vara yoğa karışmasından bıkmış usanmıştım iyice.”

Varlık göstermek
: Beğenilir bir iş yapmak; kendini kanıtlayacak, göze görünür bir görevini yerine getirmek; kendini göstermek.
Örnek: “Oynadığı ilk oyunda bir varlık gösteremedi.”

Varlıkta darlık çekmek
: Elinde her imkân olduğu hâlde bunlardan yararlanamamak, sıkıntıya düşmek.

Vay canına!: Şaşma, öfke duygusunu dile getirmek için kullanılır.

Vebali boynuna olmak: Bir işin günahını yüklenmek.

Velveleye vermek: Gereksiz bir heyecana, telâşa düşürmek.
Örnek: “Bir anda ortalığı velveleye verdiler; bağırmaya, sağa sola koşmaya başladılar.”

Verip veriştirmek
: Ağır sözler söylemek, ağzına ne gelirse söylemek.
Örnek: “Yüzüne karşı verip veriştirdi ama o tek kelime bile söylemedi.”

Veryansın etmek
: Hiç insaf göstermeden, acımadan saldırmak; ağzına geleni söylemek.

Vıcık vıcık: Sulu ve gevşek olmak, basıldığında ses çıkarmak.
Örnek: “Etraf vıcık vıcık çamurdu, yürüyemiyorduk.”

Vıdı vıdı etmek
: Söylenip durmak, hemen her şeyi eleştirip beğenmediğini söyleyerek durmadan konuşmak, etrafındakileri rahatsız etmek.
Örnek: “Sus artık, vıdı vıdı edip kafamı şişirdiğin yeter.”

Vız gelmek (vız gelip tırıs gitmek)
: Hiç önemsememek, aldırış etmemek. Özlü Sözler, ÇokBilgi.Com, Türkçe, Dünyanın Enleri, Deyimler, Atasözleri
Örnek: “Onun sözleri vız gelir bana, önce kendine söz geçirsin.”

Viraneye çevirmek
: Yakıp yıkmak, yıkıntı durumuna getirmek, harap etmek.
Örnek: “Beş gün geçmeden viraneye çevirdiler evi.”


Voli vurmak
: Haksız olarak kazanç elde etmek, vurgun vurmak.

Volta atmak: Bir aşağı bir yukarı dolaşmak, gidip gelmek.
Örnek: “Canımız sıkıldıkça avluda volta atıp dururduk.”

Vur abalıya
: Bütün yükün yumuşak huylu kişiye yüklenmesi; sessiz, güçsüz kimsenin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi durumunda karşıdaki kişiye sitem yollu söylenir.

Vur dedikse öldür demedik ya!: Bir isteği, dileği yerine getirirken aşırılığa kaçıp da işi berbat edene karış söylenir.

Vurduğu yerden ses getirmek: Eli ağır olmak, çok kuvvetli vurmak.

Vurdumduymaz Kör Ayvaz: Umursamaz, aldırmaz, duygusuz ve kayıtsız kimse.

Vur patlasın çal oynasın: Aşırı zevk ve eğlence; aşırı zevk ve eğlenceye düşkün kimsenin parasını bu yolda harcamasını anlatır.
Örnek: “Vur patlasın çal oynasın sabaha kadar tepinip durdular.”

Vurucu güç
: Çok etkin silâhlarla donatılmış, özel eğitim görmüş askerî birlik.
Örnek: “Ordu içinde vurucu bir gücün oluşturulması konusunda fikir birliğine vardılar.”

Vücuda getirmek
: Oluşturmak, meydana getirmek, var etmek.
Örnek: “Bütün bu canlıları Yüce Allah`tan başka kim var edebilir ki?”

Vücudunu ortadan kaldırmak
: Öldürmek.
Örnek: “Sabaha kadar adamın vücudunu ortadan kaldırın, yoksa başımıza çok iş açacak.”

© Çokbilgi.Com - 2011 | Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
| Sitemap | RSS | Kullanım Koşulları |